Tüp Bebek Nedir ? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır ?
Tüp bebek, normal olarak gebelik şansı olmayan ya da çok az olan çiftlerde gebelik şansını arttıran bir tedavi yöntemidir. Dünyada ilk tüp bebek 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Türkiye’de ise ilk 1989 yılında Ege üniversitesinde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşmiştir. Günümüzde çok sayıda çift bu yöntem ile çocuk sahibi olabilmektedir.
Basit olarak tüp bebek işlemi, kadından alınan yumurtanın (oosit), erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında dölleyerek embriyo gelişimi sağlayıp, sonrasında embriyoyu kadın rahmine yerleştirme işlemidir. Bu işlem tecrübeli bir ekip ve uygun laboratuar ortamında yapıldığı zaman başarı şansı artar.
Tüp bebekte başarı şansı nedir?
Herhangi bir işlem yapılmadan normal çiftlerde normal bir adet döneminde canlı doğum oranı %27.7 dir. Tüp bebek sikluslarında bu oran %40-45 dir.
Yardımla üreme teknikleri nelerdir?
Yardımla üreme teknikleri yumurtalıklardan (over) yumurtalık (oosit) toplanması ve gebelik sağlanması amacıyla kullanılan tüm tedavi yöntemlerini içerir.
İn vitro fertilizasyon (IVF):
Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında döllenmesi ve oluşan embriyoların 3-5 gün sonra anne rahmine yerleştirilmesi olarak özetlenebilir.
Gamet intrafallopian trasfer (GIFT):
Yumurtalıklardan alınan yumurta ve erkekten alınan sperm kadının fallop tüpü içerisine yerleştirilir ve burada döllenmenin olması beklenir. Günümüzde bu yöntem pek tercih edilmemektedir.
Zigot İntrafallopian transfer (ZIFT):
Yumurtalıklardan alınan yumurtaların erkekten alınan sperm ile laboratuar ortamında birleştirilir ve ertesi gün fallop tüpü içine yerleştirilir. Günümüzde bu yöntem de pek tercih edilmemektedir.
İntrasitoplazmik sperm Enjeksiyonu (ICSI):
Bu yöntemde yumurtalıklardan alınan yumurtanın (oosit) içerisine özel iğne ile sperm bırakılarak döllenmenin sağlanır. Özellikle sperm sayısında ve kalitesinde ciddi problem olan hastalarda tercih edilmektedir.
İn vitro maturasyon (IVM):
Normal siklus veya ilaç kullanılarak uyarılan yumurtlama sikluslarında, yumurtalıklarda henüz yeterince olgunlaşmamış olan yumurta hücrelerinin laboratuar ortamında olgunlaştırılması ve embryo elde etmek üzere kullanılması esasına dayanır. Gebelik ve fertilizasyon oranları yumurtalık içerisinde olgunaşan(klasik tüp bebek prosedüründe olduğu gibi) yumurta hücreleri ile elde edilen başarıya göre düşüktür.
Tüp bebek tedavisinde; tecrübeli bir ekip ve gelişmiş laboratuar imkanları ile başarı oranları artmaktadır.
Tüp bebek başarısını belirleyen en önemli etken kısırlığa sebep olan etkendir. Yumurtalık rezervi azalmış hastalarda tüp bebek başarı oranı (%15) düşükken, yumurtlama problemleri nedeniyle tüp bebek yapılan hastaların başarı şansları (%38) daha fazladır.
Tüp Bebek Tedavisinde Başarısızlığın Sebebi Nedir?
Tüp bebek tedavisinin çeşitli aşamalarında başarısızlıklar ortaya çıkabilmektedir ve genellikle bunların sebebi bilinmemektedir.
1- İleri anne yaşı, azalmış yumurtalık rezervi, yumurtalıkların en uygun şekilde uyarılmaması ve laboratuar koşullarının yeterli olmaması gibi faktörler embriyo kalitesine olumsuz etki edebilir
2- Rahim iç duvarının embriyonun yerleşimine hazır ve uygun halde olması, rahime ait doğuştan gelen veya sonradan oluşan problemler, hidrosalpinks adı verilen tüplerde sıvı toplanması durumu ya da enfeksiyon gibi faktörler de embryonun rahime tutunmasına engel olabilir .
3- Embriyo transferi sırasında yaşanan sıkıntılar da embriyonun rahime tutunmasını olumsuz yönde etkileyebilir.
Ancak başarısızlığın sebebinin genellikle tam olarak ortaya konulamadığı unutulmamalıdır. Bu nedenle, sebepleri ortaya koyabilmek amacıyla, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında çiftin ileri tetkikler ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tüp Bebek Tedavisi Sürecinde Yaşanabilecek Olası Problemlerden Önce Hasta Yeterince Bilgilendirilmelidir
1- İlaçla yumurtlama uyarılması sürecinin sonunda özellikle polikistik over sendromu olan hastalarda aşırı yumurtlamaya bağlı olarak hiperstimulasyon sendromu adı verilen durumla karşılaşılabilir. Bu durumla birlikte nefes almada zorlanma, karışda şişlik ve karın içinde sıvı toplanması, damar içinde oluşan pıhtı sebebiyle akciğere pıhtı atması durumu olan Tromboemboli, yumurtalıkların aşırı uyarılmasına bağlı olarak gelişebilen yumurtalığın kendi etrafında dönmesi.
2- Karın içi kanama
3- Allerjik reaksiyonlar
4- Enfeksiyon
5- Anesteziye bağlı olumsuzluklar
Tüp Bebek (IVF) kimlere yapılmaktadır?
12 ay süreyle düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik sağlanmadığı taktirde çift infertil olarak kabul edilir ve ileri tetkikler yapılmalıdır.
Yapılan bu tetkikler sonucunda;
Erkekten alınan semen örneğinin normal yollarla gebelik sağlanması için yeterli sayıve morfolojide sperm olmaması
Kadın yaşı düşük olmasına rağmen, yapılan tetkikler sonucunda yumurtalık rezervinin azaldığının belirlenmesi
İleri kadın yaşı (38 yaş ve üstü) ve 6 ay korunmasız devamlı cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmaması
Endometriozis’in yumurtalık-tüp ilişkisinin bozulmasına sebep olması
Yumurtlama fonksiyonunda bozukluk
Kadınlarda fallop tüplerinin tıkalı olması
Tüm tetkiklerin sonucu normal olmasına rağmen sebebi açıklanamayan infertilite görülmesi
Hallerinde çiftlerde tüp bebek uygulamasına geçilir.
Kadın Yaşının Önemi
Kadınlarda yaş ilerledikçe yumurtalıkların yumurtlama kapasitesi ile beraber yumurtaların kalitesinde azalmaya başlar. Hastanın genetik yapısı da bu azalmayı hızlandırabilir yada yavaşlatabilir. Hastanın adet görüyor olması yumurta kalitesi ile ilişkili değildir. Kadın yaşıyla birlikte normal yollarla gebe kalma şansı da azalır. 35 yaş altı hastalarda canlı doğum oranları %40 civarındayken bu oran 40 yaş ve üzeri hastalarda %10 civarındadır.
Tüp Bebek Tedavisi Aşamaları
Tüp bebek uygulamasının başlamasına karar verildikten sonra, normal şartlarda kadınların yumurtlaması için vücutta üretilen hormonlar, daha fazla dozlarda enjeksiyon ile hastaya uygulanır. Böylece normal yumurtlamanın aksine bir siklusta birden fazla yumurta elde edilmesi amaçlanır. Gelişen yumurtalar sık sık ultrasonografi ile takip edilirken kan tahlili ile östradiol seviyeleri takip edilir. Takip edilen yumurtalar istenen boyutlara ulaştıklarında (18-20mm) ovulasyonu sağlamak için tek dozluk bir yumurta çatlatma iğnesi uygulanarak (hCG, GnRHa) yumurtlama zamanı planlanır. Yumurtlama iğnesinin yapılmasından 35-36 saat sonra ameliyathane ortamında ve tercihen anestezi altında, vajinal yoldan ultrasonografi ile beraber bir iğne yardımıyla yumurtalar toplanır. Aynı zamanda erkekten alınan sperm örneği özel tekniklerle işleme uygun hale getirilir. Bu spermler daha sonra hastadan alınan yumurtaların laboratuar koşulları altında döllenmesinde kullanılarak, embriyo gelişimi sağlanır. Embriyolar gelişimleri süresince takip edilerek, bölünme yetenekleri, hücresel simetrileri, fragmentasyon oranları gibi özellikler takip edilir. Bu takip ile birlikte rahme tutunma oranı en olası embriyolar seçilir. Seçilen embriyolar, kullanılan özel kateterler ile anne rahmine vajinal yoldan yerleştirilir. Gelişen embriyolar arasından transfer edilmeyen yüksek kaliteli embriyolar dondurularak olası bir gebe kalamama durumunda tekrar transfer edilebilir.
Yumurta Toplama İşlemi Aşamaları (OPU)
Tüp bebek tedavisinin önemli bir aşamasıdır. Deneyimli hekimler tarafından yapılmalıdır.
Yumurta çatlatma iğnesinin yapılmasından sonra 35-36. Saatte yapılır.
İşlem, bir miktar ağrıya neden olabileceğinden anestezi altında yapılabilir. Genel anestezi uygulanacak hastaların işlemden önce en az altı saat bir şey yememiş olmaları gerekir.
Hasta ameliyathane koşullarına uygun biçimde steril olarak giydirilir ve idrarını boşaltmış olması gerekir.
Hasta jinekolojik muayene pozisyonuna alınarak dış genital bölge ve vajen temizliği sağlanır.
Vajinal yoldan ultrasonografi ile beraber iğne vasıtasıyla yumurtalıklara ulaşılır ve yumurta toplama işlemi gerçekleştirilir.
İşlem sonrası hasta dinlendirilmek üzere dinlenme odasına alınır.
Mikroenjeksiyon (ICSI) ve Klasik IVF Yöntemi
Mikroenjeksiyon işleminde bir tek sperm hücresi yumurta içine enjekte edilir. Klasik IVF’ yönteminde her yumurtanın çevresine yaklaşık 100,000 sperm bırakılarak döllenme sağlanır. Bu spermlerden sadece biri yumurta dış zarını geçerek yumurtaya girer ve döllenme sağlanır. Buna karşılık, mikroenjeksiyon işleminde yumurtanın içine seçilen tek bir sperm özel bir iğne yardımıyla enjekte edilir. Bu işlem özel bir mikroskop altında mikromanipulatör adı verilen özel alet ile yapılmaktadır. ICSI işlemin 1992 yılından beri uygulanmaya başlanmasıyla özellikle ciddi sperm problemi olan erkek hastalar için çığır açmıştır. Sperm sayısı 5 milyon/ml nin altında sperm sayısına sahip olan yada sperm kalitesi düşük olan hastaların çocuk sahibi olma şansları ciddi ölçüde artmış ve bu işlemler ile binlerce bebek dünyaya gelmiştir.
Mikro Enjeksiyon işlemi kimlere uygulanmalıdır?
İleri düzey sperm sayı, hareket ve morfoloji bozukluğu olan hastalar: Sperm sayısı 5 milyon/ml den düşükse
Azoospermi görülen hastalarda : menide sperm görülmeyen hastalar. Cerrahi yöntemlerle (TESE, TESA, PESA, vb. ) sperm elde edildikten sonra mikroenjeksiyon işlemi uygulanabilir.
Daha önce klasik tüp bebek yöntemi ile döllenme olmamış hastalarda.
Embriyolarına Pre-implantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak hastalar
Bazı seçilmiş hastalarda gebelik şansını arttırmak için (şansı az olan çiftler).
Embriyo Transferi (ET)
Yumurtanın döllenmesinden sonra embriyo oluşumu gözlenir. Embriyoyu oluşturan hücreler (blastomer) bölünmeye başlar. Yumurta toplama işleminden sonra 3. Günde embriyolar 8 hücreli bir yapı halini alır. Daha sonra 5. Günde embriyolar blastokist adı verilen hücre sayılarının attığı ve daha sıkı halde olduğu evreye gelirler. Embriyo transferi genellikle yumurta toplamadan sonraki 3. Yada 5. Günde yapılır.
Blastokist Transferi (5. Gün Transferi)
Hastadan toplanan yumurta sayısı ile birlikte gelişen embriyoların gelişiminin iyi olması durumunda 5. Gün transferi (blastokist transferi) yapılabilir. Bundaki amaç çok sayıda olan embriyolardan en iyilerinin ve anne rahmine tutunabilme yeteneği en fazla olanların seçilmesidir. Yapılan araştırmalarda 5. Gün yapılan transferin daha fazla canlı gebelik oranıyla sonuçlandığı görülmüştür. Bununla birlikte her embriyo gelişimini devam ettiremeyebilir ve 5. Güne ulaşamaya bilir. Bu embriyolar elenecektir. Bu sebeple bu yöntem dikkatli şekilde seçilmiş hastalarda tercih edilmektedir.
Embryo transferi nasıl yapılmaktadır?
En çok tercih edilen yöntem, özel kateterler yardımıyla, rahim ağzı geçilerek, rahim iç tabakasına embriyo transferi yapmaktır. İşlem sırasında ultrasonografi yardımı ile embriyoların rahim iç tabakasına bırakıldığından emin olunur.
Tüm koşullar ve tedavi süreci iyi geçmiş olsa da gebelik şansı yaşa bağlı faktörler nedeniyle daha düşüktür. Bu nedenle ileri yaştaki hastalara birden fazla embriyo transferi yapılabilir. Transferi yapılmayacak olan embriyolar için dondurma işlemi (link: embryo dondurma ve saklama) uygulanabilir. Olası bir gebe kalamama durumunda tekrar transfer edilerek gebelik şansı arttırılabilir.