Miyom Nedir ?
Myom rahim ağzında görülebilen, iyi huylu tümöral oluşumlardır. Genel olarak yuvarlak ve pembe renktedirler ve rahim bölgesinin her yerinde oluşabilir. 35 üzerindeki bayanların yüzde 20’sinde myom ya da halk tabiri ile miyom görülebilmektedir. Bu orandan da anlaşılacağı üzere oldukça sık rastlanan oluşumlardır.
Myomların ergenlik döneminde görülmesi çok ender rastlanılan bir durumdur. Menopoz dönemindeki kadınlarda myom görülme sıklığı oldukça azdır.
Halk arasında “ur” diye de adlandırılır. Myomlar bir bezelye tanesi büyüklüğünden basket topu büyüklüğüne kadar değişebilen boyutlarda olabilir. Myoma uteri veya uterin fibroid diye adlandırılır. Rahimde bulunan myomların her birine myom nüvesi denir.
20-35 yaş arasındadaki kadınların %20′sinde görülür. Yaş ilerledikçe, myom insidansında da artma olmaktadır.Myomlara en çok 35-45 yaş grubu kadınlarda rastlanır. Rahimde myom olmasına rağmen gebelik de oluşabilir. Bu durumda, gebeliğin erken dönemlerinde yani ilk 3 ayında myom büyür. Daha sonra küçülebilir, değişmeyebilir veya büyümeye devam edebilir. Bunu önceden kestirmek zordur. Menopoz döneminde de myom görülme sıklığı düşüktür ve doğurganlık yaşlarında myom tanısı almış çoğu kadında menopoza girdiklerinde myom nüvelerinde küçülme izlenir.
Miyomlar sıklıkla belirti vermezler,miyomu olan kadınların %75’i miyomun varlığından haberdar değildir.Sıklıkla başka bir nedenle yapılan jinekolojik değerlendirmede tesadüfen saptanırlar. Belirtilere neden olan
miyomların yaptığı şikayetler rahim içinde bulundukları bölgeye, büyüklük ve sayılarına bağlıdır.
Yapılan histerektomilerin (rahmin alınması ameliyatı) en sık nedeni (%35) myomlardır.
Bir kadının rahminde bir tek myom olabileceği gibi (buna myoma uteri denir) birden fazla sayıda myom bir arada da bulunabilir.(buna uterus myomatosus denir)
Miyom Türleri ?
Miyomlar bulundukları bölgeye (lokalizasyonlarına) bağlı olarak değişik türde şikayetler yaratırlar. Bu nedenle de rahimde yerleştikleri yerlere göre sınıflandırılırlar. Bir kadında bu dört çeşit miyomun biri veya hepsi mevcut olabilir. Kadınlarda birden fazla çeşit miyomun olması genelde rastlanılan bir durum olup semptomlara hangi miyomun yol açtığını anlamak zor olabilir. Miyom çeşitlerini bilmek ve semptomları anlamak doğru miyom tedavisini seçebilmeniz için size yardımcı olacaktır.
0 (212) 000 0 000 nolu iletişim numaramızdan 7 /24 yada Web sitemizde bulunan fiyat sor butonlarından MİYOM AMELİYATI fiyatları hakkında bilgi alabilirsiniz.Ayrıca tüm sorularınız için bizi çekinmeden arayabilir yada web sitemizden sorularınızı bize sorabilirsiniz.Merkezimiz İzmir’in en büyük kadın doğum merkezlerinden biri olmakla birlikte İzmir ‘in en merkezi semti ALSANCAK ve en merkezi Noktası LOZAN Meydanındadır. Her semtten ulaşım çok kolaydır. Vapur, Otobüs , Metro gibi ulaşım kanallarından istediğiniz ile bize ulaşabilirsiniz.
1 – Submukozal Miyomlar (rahmin iç tabakasında):
Miyomlar arasında en az rastlanan tür miyomlardır. Bu tür Miyomlar uterin kavitesinin hemen altındaki katmanda oluşup gelişirler. Büyük submukozal miyomlar uterus kavitesinin genişlemesine yol açarak kordon tüplerinin tıkanmasına neden olup hamilelikle ilgili bir takım komplikasyonlara sebep olabilirler.
Bazı Miyomlar hiç bir semptoma yol açmazken bazıları çok ciddi semptomatik olabilir. Submukozal miyomlar ile birlikte ortaya çıkan semptomlar çok ağır veya aşırı kanama ve menstürel devrelerin uzamasını beraberinde getirir. Bu semptomlar pıhtılaşma problemi ve sürekli kanamaya yol açarak günlük hayatta rahatsızlık verebilir. Tedavi edilmemiş, uzun süren veya aşırı miktarda olan kanama, halsizlik veya anemi gibi ileri zamanlarda kan nakline ihtiyaç duyulabilmesine bile neden olabilecek daha büyük ve komplike problemlere yol açabilir.
Submukozal miyomlar kanama ve gebe kalamama (infertilite) gibi sorunlara en sık neden olan miyomlardır.
Submukozal miyomlar bazen ileri derecede büyüyerek rahim ağzından vajen içine doğru sarkabilirler ki bunlar da vajene doğmuş miyom olarak adlandırılırlar. Bu miyomlarda ülserasyon(doku kaybı) ve akıntı şikayetleri ortaya çıkmaktadır ve enfeksiyon eğilimleri daha yüksektir. Bazen çok şiddetli kanamalar yapabilmektedirler.
2 – İntramüral Miyomlar(rahmin orta tabakasında):
İntramüral Miyomlar tipik olarak uterin duvarı içerisinde gelişir ve bu noktadan büyür. Sözkonusu miyomlar diğer tür miyomlar arasında en yaygın olanlardandır. İntramüral Miyom büyüdüğünde uterusun normaldan daha büyük olduğu hissini verir ve bu durum bazı zamanlarda kilo alma veya hamilelikle karıştırılabilir. Bu tür miyomlar aynı zamanda “çoklu semptomlara”da yol açabilir. İntramüral miyomlar ile birlikte görünen semptomların bazıları, menstürel devrelerin uzamasına yol açan aşırı menstürel kanamalara ve pıhtılaşma sorunları ile miyomun büyümesine bağlı olarak çevre organlara yapılan ek baskıdan kaynaklanan pelvik ağrısına ve sonucunda sık idrara çıkma ve baskıya yol açabilir.
3 – Subserozal Miyomlar(rahmin dış tabakasında):
Uterusun dış kısmında ve uterin duvarının üzerinde gelişirler. Bu tip miyomlar dışa doğru gelişmeye ve büyümeye devam ederler. Genellikle muayene esnasında tesadüfen tespit edilir. Subserozal miyomun büyümesi çevredeki organlar üzerinde ilave baskı yaratır. Bu nedenle semptomları genelde aşırı menstürel kanama veya bir kadının tipik menstürel akıntı interferansı şeklinde olmaz. Ancak bu tip tümörler pelvik ağrısı ve baskısına yol açarlar. Miyomların sertlik ve şiddetleri ile bulundukları lokasyona bağlı olarak ağrı ve baskının yanısıra başka komplikasyonlarda görünebilir. Bunlar genellikle rahime ince veya kalın bir sapla bağlı olarak, rahimden ayrı bir kitle görünümündedirler.
4 – Saplı Miyomlar:
Submukozal, intramüral ve subserozal miyomları da içeren değişik tür miyomlar arasında saplı miyomlar da yer almaktadır.
Saplı Miyomlar bir sap üzerinde büyür ve neticesinde saplı submukozal miyomlara veya saplı subserosal miyomlara dönüşür. Bu miyomlar uterus içerisinde büyür ve aynı zamanda uterus duvarı dışında da büyümeye eğilimlidirler. Saplı miyomlar ile birlikte görünen semptomlar, bazen miyomsapın üzerinde dönmesinden dolayı ağrı ve baskıya yol açabilirler. Eğer miyom kendi etrafında dönerse sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve miyom nüvesinde “dejenerasyon” meydana gelir. Eğer miyomun sapı geniş bir tabana oturmuş ise buna “sessile tipte miyom” adı verilir.
Miyom Ameliyatı Nedir ? Nasıl Yapılır ?
Daha önce de belirttiğim gibi rahimin gebelik döneminde bebeği taşımak dışında bilinen bir görevi yoktur. Bu nedenle çocuk sayısını tamamlamış bir kadında miyomların çıkarılması yerine rahimin alınması da genellikle önerilebilir.
Böylelikle aslında bu teklif kadınların çoğuna antipatik gelse de rahimle ilişkili olarak bir daha hiçbir sorun (myomun tekrarlaması, farklı kanama problemleri, rahim ve rahim ağzı kanseri olasılığı vs.) yaşanmayacaktır.
Bu noktada kadınların kafasını kurcalayan ve mutlaka hekim tarafından detaylı olarak açıklanması gereken konu, rahmin alınmasının menopoza girmiş olmakla aynı şey olmadığıdır.
Menopoza girmeyi belirleyen olay adet kanamalarının kesilmesi değil, yumurtalık işlevlerinin durmasıdır.
Rahimi alınan bir kadının operasyon esnasında yumurtalıkları bırakılmışsa (40-45 yaşından önce rahim alınması durumunda genellikle yumurtalıkların bırakılması tercih edilir) kanayan organ çıkarıldığından adet kanamaları kesilecek ancak o kadının doğal menopoz yaşı gelene kadar yumurtalıkları hormonları salgılamaya devam edecek yani aslında kişi menapoza girmeyecektir.
Myomların ilaçla tedavisi mümkün değil midir?
Şu anda myomları küçültüğü bilinen herhangi bir ilaç yoktur. Analog adı verilen ve kişiyi geçici olarak menopoza sokan aylık ya da üç aylık iğneler uygulandığında, hormon seviyelerinin menopozdakine benzer şekilde düşmesinden dolayı elbette myomun hacmi de küçülecektir. Ancak ilaç bırakıldıktan ve adetler geri geldikten 2-3 ay sonra myomun eski büyüklüğüne geri döndüğü görülmektedir. Ayrıca geçici menopoz tablosunda hastanın şiddetli ateş basmaları ve eğer tedavi uzun sürerse kemik erimesi de olabilmektedir.
Bu tedavi yöntemi myomun ameliyatla çıkarılmasından önce operasyonda olabilecek kan kaybını azaltmak ve myom hacminin küçültülerek operasyonun kolaylaşmasını sağlamak amacıyla bazı hekimler tarafından ameliyat öncesi kısa süreli olarak kullanılmaktadır.
Özellikle ameliyat laparoskopik olarak yapılmak isteniyor ve myom boyutları çok büyükse ameliyat öncesi bu ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca bu grup hastalarda uzun süren aşırı kanamalara bağlı olarak anemi (kansızlık) geliştiği için bu tedavi ile aneminin düzelmesi sağlanmaktadır. Çünkü tedavi sırasında hasta adet görmemekte ve hastanın kan kaybı olmamaktadır.
Myomların yol açtığı uzun süren kanamalar, ara kanamaları gibi adet düzensizlikleri söz konusu olduğunda operasyon seçeneğinden önce en sık olarak progesteron hormonu içeren değişik haplarla tedavi de uygulanmaktadır.
Ancak bilinmelidir ki bu tedaviler myomun kendisini tedavi etmez belki yol açtığı kanama problemlerini geçici olarak düzeltebilir.
Miyomun Alınması İşlemi ( MYOMEKTOMİ)
Myomektomi ( Miyom Alınması Ameliyatı )
Şikayete neden olan myomlar ameliyat ile alınmalıdır. Ameliyat gerektiğinde bazı durumlarda sadece rahimdeki myomlar alınırken (myomektomi), bazı durumlarda rahim tamamen myomlarla birlikte alınır (histerektomi). Myomun ameliyat gerektirmesi yada gerektirmemesi kararını etkileyen çeşitli faktörler olabilir, bunlar myomun yarattığı şikayetler ve bu şikayetlerin şiddeti, myomların yeri ve büyüklükleri, hastanın yaşı, hastanın gebelik istemi olması gibidir.
Myomektomi ameliyatı açık ameliyat (abdominal myomektomi) şeklinde yapılabileceği gibi laparoskopik yada histeroskopik yöntemlerle de yapılabilir. Laparoskopik myomektomi de karına açılan sadece bir kaç delikten aletlerle ameliyat yapılır. Histeroskopik myomektomide ise vajina yoluyla rahim ağzından rahimin içerisine sokulan ışıklı ince boru şeklinde bir aletle ameliyat yapılır. Laparoskopik myomektomi daha çok rahmin dış yüzüne yakın myomlar için uygundur, histeroskopik myomektomi ise rahmin iç tarafında bulunan myomlar için uygundur.
AÇIK AMELİYAT – ABDOMİNAL MYOMEKTOMİ
Karnın enine yada dikine bir kesi ile açılarak (laparotomi) myomların alınması operasyonudur. Uterusun (rahmin) dış yüzeyinde yani subseröz olan ve rahim duvarının içerisinde yani intramural olan myomlar için uygun ameliyattır. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve süresi değişebilmekle beraber genellikle 1 saat kadar sürer. Ameliyattan sonra hastanede 2-3 gün kalmanız gerekir. Daha sonra evinizde tamamen toparlanmanız için 3-4 hafta kadar daha süre gerekebilir. Myomektomi ile myomları alınmış bir kişide 5 yıl içerisinde tekrar myom oluşma riski %50-60 kadar bulunmuştur, bunların dörtte birinde (%10-15) tekrar ameliyat gerekmiştir. Sadece myom alındığı ve rahim alınmadan bırakıldığı için bu ameliyattan sonra hastaların gebe kalabilmeleri mümkündür. Gebelik için ameliyattan sonra en az 6 ay geçmesi önerilir. Rahim duvarı ameliyattan dolayı inceleceği için daha sonraki doğumların sezaryen ile olması gerekir, normal doğum önerilmez. Ameliyat sırasında kanama yada ameliyattan sonra enfeksiyon gelişmesi gibi nadir riskleri vardır. Çok çok nadir hastalarda myomektomi ameliyatı sırasında aşırı kanama ya da myomların çıkarılmasının mümkün olmaması gibi nedenelerden dolayı rahmin tamamen alınması (histerektomi ameliyatı) gerekebilir.
LAPAROSKOPİK MYOMEKTOMİ
Karına göbekten ve daha aşağılardan açılan bir kaç ufak delik ile karın içerisine sokulan laparoskop denen alet (kameralı ince boru şeklinde aletler) ile myomların alınmasıdır. Daha çok myomların rahmin dış yüzeyine yakın olduğu durumlarda (subseröz myomlar) ve çok büyük olmayan (10 cm’den küçük) myomlarda, 4′den fazla myom olmayan durumlarda önerilir. Ameliyat genel anestezi gerektirir ve yaklaşık 1-2 saat sürer. Ameliyattan sonra hastanede 1-2 gün kalmanız gerekir. hastanın evinde tamamen toparlanma süresi açık ameliyata göre daha kısadır ve yaklaşık 1-2 hafta sürer. Açık ameliyatta olduğu gibi bunda da myomların ileriki yıllarda tekrarlama riski vardır. Açık ameliyatta olduğu gibi çok çok nadiren ameliyat sırasında gelişebilecek kanama gibi bazı durumlardan dolayı rahmin tamamen alınması (histerektomi) gerekebilir.
Laparoskopi ile miyom çıkartılmasının avantajları
Büyük cilt kesilerine gerek kalmaması
Daha iyi görüntüleme
Daha az kan kaybı
Daha az ağrı ve ilaç tedavisi
Daha az intra-operatif and post-operatif komplikasyon
Minimal yara izi
Daha kısa hastane yatış süresi
Daha kısa iş başı yapma süresi
Daha ucuz
HİSTEROSKOPİK MYOMEKTOMİ
Vajinadan ve rahim ağzından rahim içerisine sokulan kameralı ince boru şeklinde histeroskop denen aletle rahim iç tarafındaki (submüköz) myomların alınması ameliyatıdır. Bu yöntemle sadece rahim iç yüzeyindeki yani submüköz myomlar alınabilir. Histeroskop denen aletin ucundaki kesici ya da yakıcı aletle myomlar alınır. Ameliyat genel yada spinal anestezi altında yapılabilir, oralama yarım saat kadar sürer. Hasta hastaneden aynı gün yada ameliyattan 1 gün sonra taburcu edilir. Hastanın evinde tamamen toparlanması da 3 gün – 1 hafta arasında değişen kısa bir sürede gerçekleşir. Diğer ameliyatlarda olduğu gibi myomların ileriki yıllarda %10-20 oranında tekrar oluşma riski vardır.
VAJİNAL MYOMEKTOMİ
Rahim içerisindeki saplı myomların rahim ağzından vajene doğduğu durumlarda uygun yöntemdir. Myom burkularak kolaylıkla alınabilir.
Myom tedavisinde myomektomi dışında histerektomi (rahmin tamamen alınması ameliyatı) gerekebilir.
Miyom Neden Nasıl Oluşur ?
Myomun oluşumundaki mekanizmalar tam olarak açıklık kazanmamış olsa da, gelişme-büyümesinde östrojenin yani kadınlık hormonunun yer aldığı gösterilmiştir. Genel olarak myomlarda yüzde 0.5 oranında kanser gelişim olasılığı olduğu kabul edilmekle birlikte, birçok çalışmada bu oranın çok daha düşük olduğu görülmüştür. Yani myom teşhisi konulan bayanların korkmalarına gerek yoktur.Birinci derece yakınlarında myom olan kişilerde myom görülme sıklığı daha fazladır.
Ameliyatsız Miyom Tedavisi
Miyom (myoma uteri) için tedavi seçeneklerinden birisi de embolizasyondur. Embolizasyon kısaca tıkayıcı bazı maddeler verilerek damarların tıkanması ve buradan geçen kan akımının durdurulması işlemidir. Uterin arter rahimi (uterus) besleyen ana damardır, myom tedavisinde uterin arter embolizasyonu uygulanır. .
Miyom embolizasyonu nasıl bir tedavidir?
Embolizasyon işleminde ameliyatsız sadece lokal anestezi yapılarak kasıktaki damardan girilen kateter aracılığıyla rahimde bulunan myomu besleyen küçük damarların (uterin arter) tıkanması sağlanır. Kateter aynı kalp anjiografisinde olduğu gibi kasıktaki damardan girilir, rahim damarlarına doğru ilerletilen kateter içerisinden polivinil alkol (PVA) ve Embosfer gibi tanecikler verilerek myomu besleyen damar tıkanır. Bu işlemde amaç myoma giden kan akımının engellenmesidir. Bu sayede myomun beslenmesi bozulacaktır ve myom küçülecektir. İşlemde rahime giden bütün damarlar tıkanmaz bu nedenle rahim (uterus) hasar görmez. Hastaya genel anestezi verilmeden sadece lokal anestezi ile işlem gerçekleştirilir. İşlem öncesinde MR (magnetik rezonans) çekilerek myomların yerleşimi ve boyutları tam olarak belirlenir. Embolizasyon işlemi girişimsel radyoloji konusunda uzmanlaşmış radyoloji uzmanları tarafından uygulanır,
Embolizasyonun avantajları nelerdir?
Ameliyata göre hastanın iyileşmesi çok daha hızlı gerçekleşir. Ameliyat izi olmaz. Genel anestezi riski yoktur. Ameliyatta olabilecek kanama benzeri riskler yoktur.
Miyom Embolizasyonu Video
Embolizasyon özellikle son 10 yılda myom tedavisinde alternatif bir yöntem olarak yaygınlaşmaktadır. Hangi tedavi seçeneğinin uygun olacağına kadın doğum uzmanı birlikte karar vermelidir ve tabiki her tedavi seçeneğinin avantaj ve dezavantajlarını öğrenen hasta son kararı kendisi vermelidir.
Miyom Gelişimini Artıran Faktörler
- Nulliparite (Doğum yapmamış olmak)
- Erken menarş (İlk adetin erken yaşta başlaması)
- Beslenme
- Obezite
- Alkol
- Ailesel yatkınlık
- Hipertansiyon
Egzersiz ve sigaranın myom gelişimini azaltan faktörler olduğu düşünülmektedir. Doğum kontrol hapları myom gelişimine karşı koruyucu etki gösterebilir.
Myom nüveleri bazen dejenerasyon denen değişikliklere uğrayabilirler. Bunlardan en sık (%65) görüleni hyalen dejenerasyondur. Yağlı dejenerasyon, kistik dejenerasyon, gebelikte sık rastlanan kırmızı dejenerasyon (karneoz dejenerasyon), menopoz sonrası sık görülen kalsifik dejenerasyon diğer dejenerasyon tipleridir. Gebelikte görülen kırmızı dejenerasyonlar şiddetli karın ağrısına neden olabilirler.
Miyomun Şikayetleri Nelerdir ?
Miyomlar sıklıkla belirti vermezler ve başka bir nedenle yapılan jinekolojik değerlendirmede tesadüfen saptanırlar. Belirtilere neden olan miyomların yaptığı şikayetler öncelikle rahim içinde bulundukları bölgeye, sonra da büyüklük ve sayılarına bağlıdır. “Submüköz” yer alan çok ufak bir miyom rahim iç tabakasını tahriş ederek düzensiz kanamalara yol açabilirken, “subseröz” yer alan portakal büyüklüğünde bir miyom hiçbir belirti vermeyebilir.
Genel olarak, “submüköz” yer alan miyomların sıklıkla ara kanamalara neden olduğu söylenebilir. Yine bu yerleşimdeki miyomların rahim iç tabakasında etkili oldukları alan ne kadar büyük olursa, gebelikte düşüğe neden olma olasılıkları da o kadar artar.
“İntramural” yerleşimli miyomlar ise sıklıkla adet kanamalarının uzun sürmesi şeklinde belirti verirler. Bu durum, bu miyomların rahim kasılmasınının kanamayı durdurmadaki etkinliğini azaltmasına bağlanabilir.
“Subseröz” miyomlar ufak olduklarında sıklıkla belirti vermezler, ancak çok büyük olduklarında etraf dokularda yaptıkları basıya bağlı belirtiler verebilirler. Örnek olarak öne doğru büyüyen bir miyom idrar torbasına baskı yaparak sık idrara çıkma şikayetlerine neden olabilir. Yine arkaya doğru büyüyen bir miyom kalınbağırsağa baskı yaparak kabızlık şikayetine neden olabilir. Fallop tüplerine bası, bir gebe kalamama nedeni olabilir.
Myomlar çoğunlukla jinekolojik muayeneler esnasında tamamen tesadüfen de tespit edilir. Çoğu zaman büyüme ve yerleşimleriyle orantılı olarak şu bulguları verebilirler;
- Adet (aybaşı) kanamalarının fazla uzun sürmesi
- Adet (aybaşı) arası dönemde ara kanamalar görülmesi
- Fazla miktarda kanamalara bağlı kansızlık oluşması
- İdrar torbasına bası nedeniyle sık sık idrara çıkma
- Barsaklara bası yaparak kabızlığa neden olma
- Karında büyüme veya şişlik, ele gelen kitle
- Adet dönemlerinde yada cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru ağrı
- Tüplerin yada rahmin ağzını kapayarak kısırlığa neden olma
- Rahim içini kaplayan myomlar bazen tekrarlayan düşüklere de yol açabilirler
- Myom (rahim uru) tanısı koymak kolaydır. Tipik belirtilerle gelen bir kadında yapılan basit bir jinekolojik değerlendirme (muayene ve ultrason) ile tanı koyulur.
Miyom’da En sık Görülen Belirtiler
Adet Düzensizliği
Myomlu kadınların yaklaşık %30′unda adet kanamaları normalden fazla olur. Fazla kanamaya yol açan submüköz ve intramural tipteki myomlardır.
Kitle büyüdükçe endometrium dokusunu iter ve dolayısı ile bu dokunun yüzölçümü artar. Kanamaya müsait alan fazlalaştığı için kanamanın miktarı da artar. İlk başlangıçta kanamanın süresi değişmez iken sadece kaybedilen kanın miktarı fazlalaşır. Daha sonra yavaş yavaş süre de uzamaya başlar. Bu fazla kanamalar bir süre sonra kansızlığa yani “anemi”ye neden olur.
Bazı myom türleri ise kanama fazlalığı ile birlikte ara kanamalara da yol açabilir. Miyomlu hastaları doktora gitmeye mecbur eden en önemli bulgu bu kanama bozukluklarıdır.
Myom ile birlikte kanamalar o kadar fazla olabilir ki kişi neredeyse saatte bir ped değiştirmek zorunda kalabilir.
Kasık ağrıları
Myomda ağrı nadir görülen bir belirtidir. Genelde adet kanaması sırasında kramp tarzında olur.
Uzun yıllar boyunca adet kanamaları ağrısız olan kadında birden bire ağrıların olması teşhiste myomu akla getirmelidir.
Sancılı adet görenlerde ise ağrının şiddetinin artması ya da şeklinin değişmesi düşündürücüdür.
Deneysel çalışmalar myomlarla birlikte görülen ağrıların mekanizmasının doğum sancılarına benzediğini düşündürmektedir.
Myon çekirdeği sanki yabancı bir cisimmiş gibi davranır ve rahim bu yabancı cismi atmak için kasılır. Kişi bu kasılmaları ağrı olarak algılar.
İleri derecede büyümüş bir myom etrafındaki dokulara ve sinirlere baskı yaparak da ağrıya yol açabilir. Burada daha çok bel ağrısı tarzında yakınmalar görülür.
Karında şişlik
Myom büyüdükçe diğer organları iter ve bu da her türlü rahatsızlığa neden olabilir.
Mesaneye bası yaparsa sık idrara çıkma, rektuma (barsağın en son kısmı) bası yaparsa kabızlığa yol açabilir.
Nadiren çok fazla büyüyen myom idrar yollarında tıkanma ve idrar yapmada güçlük problemi yaratabilir. Yine barsaklardaki basıya bağlı olarak gaz problemi görülebilir.
UTERİN ARTER EMBOLİZASYONU
Miyom (myoma uteri) için tedavi seçeneklerinden birisi de embolizasyondur. Embolizasyon kısaca tıkayıcı bazı maddeler verilerek damarların tıkanması ve buradan geçen kan akımının durdurulması işlemidir. Uterin arter rahimi (uterus) besleyen ana damardır, myom tedavisinde uterin arter embolizasyonu uygulanır.
Miyom embolizasyonu nasıl bir tedavidir?
Embolizasyon işleminde ameliyatsız sadece lokal anestezi yapılarak kasıktaki damardan girilen kateter aracılığıyla rahimde bulunan myomu besleyen küçük damarların (uterin arter) tıkanması sağlanır. Kateter aynı kalp anjiografisinde olduğu gibi kasıktaki damardan girilir, rahim damarlarına doğru ilerletilen kateter içerisinden polivinil alkol (PVA) ve Embosfer gibi tanecikler verilerek myomu besleyen damar tıkanır. Bu işlemde amaç myoma giden kan akımının engellenmesidir. Bu sayede myomun beslenmesi bozulacaktır ve myom küçülecektir. İşlemde rahime giden bütün damarlar tıkanmaz bu nedenle rahim (uterus) hasar görmez. Hastaya genel anestezi verilmeden sadece lokal anestezi ile işlem gerçekleştirilir. İşlem öncesinde MR (magnetik rezonans) çekilerek myomların yerleşimi ve boyutları tam olarak belirlenir. Embolizasyon işlemi girişimsel radyoloji konusunda uzmanlaşmış radyoloji uzmanları tarafından uygulanır, kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından uygulanamaz.
Uterin arterin (rahme kan veren ana atar damar) embolizasyonu: UAE
Uterin fibroid (myoma giden daha ince damarların) embolizasyonu : UFE
Hangi hastalarda embolizasyon tedavisi uygundur?
Embolizasyon tedavisi mi, cerrahi tedavi mi (ameliyat ile myomun veya rahmin tamamının alınması) konusunda kararı etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar hastanın yaşı, çocuk istemi, myomların sayısı ve boyutu, myomların yerleşimi, hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlerdir. Bu faktörler ve tedavi tercihi hastaya göre değişebilmekle beraber genel kabul gören görüşler şu şekildedir:
– Myom tek ise myomektomi ameliyatı tercih edilir.
– Çok fazla sayıda myom bulunan hastalarda myomların hepsinin çıkarılması zor olabileceği için ve ameliyat riskli olabileceği için, ayrıca myomların tekrarlama riski fazla olacağı için embolizasyon tedavisi öncelikle düşünülebilir.
– Bazı hastalıklardan dolayı ameliyat olması riskli olan hastalarda embolizasyon uygulanabilir.
– Çocuk istemi olan hastalarda myomektomi ameliyatı uygunsa öncelikle düşünülebilir. Embolizasyon tedavisi sonrasında da hamile kalmak ve doğum yapmak mümkündür, bu tür hastalar çoktur ancak embolizasyon tedavisinin hamile kalabilmeyi zorlaştırabileceği konusunda şüpheler vardır. Bu şüpheler çok kesin değildir ancak daha fazla araştırma ile bu durum netleştirilene kadar çocuk istemi olan hastalarda ilk seçenek olarak önerilmemektedir.
– Rahimden dışarıya doğru sapla uzamış myomlar (saplı subseröz veya saplı submüköz) myomlarda embolizasyon tedavisi yerine ameliyatla myomun alınması uygundur. Çünkü embolizasyon sonrası bu myomlar sap kısmından koparak karın içerisine düşebilirler. Ayrıca bu tür saplı myomların myomektomi ameliyatı ile alınmaları nispeten kolaydır.
– Miyomun yanı sıra hastada yumurtalık (over) kisti veya başka bir patoloji varsa bu durumda ameliyat tedavisi tercih edilir. Böylece aynı ameliyatta miyom ve kist birlikte alınabilir.
– Myomlarda kanserleşme riski yoktur ancak hastada başka bir nedenle kanser şüphesi (rahimde veya yumurtalıklarda) veya benzer bir durum varsa bu durumda ameliyat tercih edilmelidir.
0 (212) 000 0 000 nolu iletişim numaramızdan 7 /24 yada Web sitemizde bulunan fiyat sor butonlarından MİYOM AMELİYATI fiyatları hakkında bilgi alabilirsiniz.Ayrıca tüm sorularınız için bizi çekinmeden arayabilir yada web sitemizden sorularınızı bize sorabilirsiniz.Merkezimiz İzmir’in en büyük kadın doğum merkezlerinden biri olmakla birlikte İzmir ‘in en merkezi semti ALSANCAK ve en merkezi Noktası LOZAN Meydanındadır. Her semtten ulaşım çok kolaydır. Vapur, Otobüs , Metro gibi ulaşım kanallarından istediğiniz ile bize ulaşabilirsiniz.